Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi hakkında 14 Ekim tarihinde bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle ”terör örgütü propagandası yapmak” suçundan yakalama kararı çıkarmıştır. Gerekçede ise “…soruşturmanın neticesiz kalmasını sağlamak amacı ile yurt içinde saklandığı, tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamadığından ve tebligat yapılamayacağı anlaşıldığında… CMK’nın 94. Maddesi uyarınca yakalama kararı verilmiştir” denilmiştir. 19 Ekim gece saat 2 civarında Diyarbakır Barosunda başkanlık makamında gözaltına alınmıştır.
Hukukumuzda ifadeye çağırma ve yakalama kararı verilme usulleri açıkça düzenlenmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 98. Maddesinde “Yakalama Emri ve Nedenleri” başlılığı altında “Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Ayrıca, tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafından da yakalama emri düzenlenebilir” denilmektedir. Kanundan açıkça anlaşılacağı üzere yakalama emri verilmeden önce şüpheliye çağrı yapılması gerekir. Gerek Mahkeme kararında anlaşıldığı üzere gerekse Tahir Elçi’nin Twitter’da çağrılmak için beklediğini açıkça ifade ettiği halde hakkında yakalama emri verilmesi hukuksuzdur. Her an kolayca ulaşılabilecek olan bir baro başkanı ifadeye davet edilmemiştir. CMK 94. Maddeye göre şüphelinin bulunduğu yerden ifadesinin alınması da mümkün iken; bu yolun seçilmemesi kabul edilemez bir durumdur.
Özellikle seçimlere yaklaşıldığı bu günlerde Diyarbakır Baro Başkanı’nın kanunsuz bir şekilde bu muameleye maruz kalması hukuksuz olmasının yanında, barış ortamını bozabilecek bir harekettir. Yetkilileri daha duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Tahir Elçi’nin beyanları, içeriğinden bağımsız olarak düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır. Aksiyoner Hukukçular Derneği olarak daha önce başka açıklamalarımızda de belirtiğimiz üzere, Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza kanunundaki terör suçu, terör örgütü üyeliği ve terör örgününün propagandasını yapmak suçunun kapsamının şiddete bulaşmayan ve şiddeti tasvip etmeyen kişileri de kapsayacak şekilde genişlediğini; başta ifade özgürlüğün olmak üzere bir çok temel hakkı ihlal ettiğini düşünmekteyiz. Toplumda özellikle “terör” kavramı üzerine genel kanaatlere nazaran farklı ve aykırı fikir beyan edenlerin, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde her zaman terör suçunun propagandasını yapmaktan yargılanma riski vardır. Böylesi bir ortamda fikirlerin özgürce ifade edilmesi ne yazık ki mümkün değildir. Aksine insanları fikirlerini ifade edemediği ortamda “terör”ün ve “şiddet”in gelişip destek bulması daha kolaydır. Bu açıdan insanların kendisini ifade etmesinin önündeki özellikle yasal ve başkaca her türlü engelin kaldırılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Aksiyoner Hukukçular Derneği olarak Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’ye geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor ve benzer hukuksuzlukların tekrarlanmamasını umuyoruz. 20.10.2015
AKSİYONER HUKUKÇULAR DERNEĞİ
